10 Aralık 2014 Çarşamba

RÜYALARINIZI KAYDEDEREK KENDİNİZİ BAŞTAN KEŞFEDİN


Rüyaların öncelikle onu gören kişi tarafınızdan sağlıklı şekilde kaydedilmesi oldukça önemlidir. Kağıda, kalem kullanarak el yazısı ile yazılan rüyalar böylece üst beyin dediğimiz beyin bölümüne de kaydedilir. Siz henüz tam olarak gördüğünüz sahneleri analiz edemeseniz dahi beyin, kendi içinde bir iletişime geçmiş olur. Analizin ilk aşaması budur. Aşağıda rüya kaydetmek ve analize başlangıç anlamında kendi kendinize izleyebileceğiniz diğer adımları bulabilirsiniz.
  • Rüyalarınız size göre ne kadar saçma sapan görünse de her ayrıntıyı mutlaka tarihi ile yazın.
  • Uyanır uyanmaz, hatta yataktan kalkmadan, lavaboya gitmeden, bir şeyler atıştırıp içmeden yazın. Çünkü rüyalar 5 dakika içinde kısmen 10 dakika içinde ise tamamen unutulur veya birbirine karıştırılır. 
  • Rüyanızı anlamak için klasik tabir kitaplarına başvurmayın. Enerjisine ve bilgisine güvenmediğiniz kişilere anlatmayın. Bu davranış negatif olan enerjileri daha karmaşık ve çözümsüz hale getirebilir.
  • Rüyalarınızı kendi kendinize ele alırken genel olarak size ne çağrıştırdığını farketmeye odaklanın.
  • Rüyanın yazarının siz olduğunu hatırlayın. Senarist sizsiniz. Zihninizin mesajı da nihayetinde sizden kaynaklanmakta.
  • Rüyada geçen kişiler tanımadığınız kişiler olabilir, mümkün olduğu kadar ailenizin bireylerine indirgeyin. Ve size çağrıştırdığı duyguları kaydedin.
  • Rüyada geçen gerçekte olmayan, olayları, kişileri belirleyin. Gerçek hayatınızla ilgisiz görünen realiteden kopuk sahneleri farkedin. Örnek olarak rüyada bir yılan gördünüz ama bu yılanı çalışma masanızın üzerinde gördünüz. Normalde masanızın üzerinde yılan bulundurmuyorsanız o sahnenin ve yılanın sembolik bir değeri vardır. 
  • Çağrışım yapan kelime, rakam, işaret ve simgelere dikkat edin. Eğer bilmediğiniz bir dil veya şekil ise rüyanızı tekrar gözünüzün önüne getirerek netleştirmeye gayret edin.
  • Simge ve semboller kişiye özeldir. Size özel…rüyalarınızı yazıp kaydettikçe kendi sembollerinizin ne anlama geldiğini zamanla çözebilirsiniz.

BİREYSEL RÜYA ANALİZİ SEANSLARI HAKKINDA


NİYE RÜYA ANALİZİ?

Rüya analizi, kaynağını bilimsel araştırmalar ve kutsal metinlerden alan bir yöntemle rüyaların, gören kişiye özel çözümlenmesidir. Muhteşem beyin ve omurilik sistemimiz her anı ve deneyimimizi kaydeder. Bu kayıtlara ait uyarı mesajlarını içeren rüyaların analizi bu nedenle çok değerlidir ve  anlamlı bir iyileşme hali için mutlaka değerlendirilmelidir.


RÜYA ANALİZİYLE İYİLEŞMEK NEDİR?

İyileşmek: hem vücudumuza hem de ruhumuza  zarar veren bir duygunun, takıntının farkedilip düzeltilmesi demektir ve rüya analizi bizlere bu anlamda benzersiz bir fırsat sunar. Çünkü yaşam enerjimizi, kişisel inançlarımızı, korkularımızı, geçmek bilmeyen iç sıkıntılarımızı veya takıntılarımızı keşfedebileceğimiz en önemli veriler bilinçaltı rüyalarda saklıdır ve doğru kişilerin yapacağı rüya analiziyle ortaya çıkarılırlar.
Herşey de olduğu gibi iyileşmeyi ve değişimi istemek ve bizzat sorumluluk alarak rüya analizi talebinde bulunmak, iyileşmek için temel dayanaktır.



KAÇ SEANS İYİLEŞME HALİ İÇİN YETERLİDİR?



İlk seans genel bilgilenme,bilgilendirme ve bir veya iki rüyanın analiziyle tamamlanır. Danışanın sorunlarının derinliğine  göre sonraki seansların yol haritası belirlenir. Danışanda hedeflenen farkındalık ve iyileşme  gerçekleşince seanslar sonlandırılır. Danışanla yapılan yol arkadaşlığı ise danışan istediği sürece hep sürer

SEANSLARIN SONUNDA ELDE EDİLECEK KAZANIMLAR

En belirgin kazanım; danışanın önce ki haline oranla belirgin bir şekilde dinginleşmesidir. Fiziksel ve psikolojik olarak  sağlamlaşan danışan devamında gerçekleşen enerji açılımıyla birlikte özgüven artışı ve barışçıl bir ruh haline ulaşacaktır. Bunlarla birlikte hayatında ki önemli problemlerin çözümünü farkedebilecek ve kişisel değişim yolunda ilerlemesini sağlayacak cesareti hep içinde hissedecektir.

Murat İNAN
Rüya Analisti

Rüya Analizi Seans talepleriniz ve sorularınız için: ruyaanalisti@gmail.com/0533 330 66 36

www.ruyaanalisti.com'da verilen bilgiler sizleri aydınlatmak amaçlı olup tedavi niteliğinde değildir
Site içerisinde yer alan bilgiler ziyaretçileri bilgilendirmek amaçlı olup, verilen bilgiler hiçbir şekilde başka amaçlar için kullanılamaz. Tanı ve tedavi uzman ve doktorlar tarafından yapılması gereken son derece ciddi bir işlemdir. Tüm hastalıklarınız, psikolojik tanı ve tedavi gerektiren sorunlar için lütfen ilgili hekim ve uzmanlara danışınız.

3 Kasım 2014 Pazartesi

RÜYALARINIZIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Rüyalar kadar gerçekci ve aynı zamanda anlamakta zorlandığımız başka bir gizem var mıdır acaba hayatta. Hissetirdiği gerçeklik duygusu nedeniyle büyük bir merak uyandıran rüyalar acaba gerçekte ne anlama geliyor.
İnsan ömrünün ortalama 4-5 yılı rüyada geçer. Bu süre, rüyanın, beynin saçma ve belirsiz bir kurgusu olarak kabul etmemize engel olacak kadar uzun bir süredir ve tesadüf karşılığı verilerek dahi açıklanamaz.
Ama baştan belirtmeliyim ki  rüyalar çoğumuzun inanmak istediği gibi gelecekten haber veren değil; geçmişten gelen enerjisel kayıtları semboller yoluyla açığa çıkardığı için önemlidir. Çünkü olup biteni anlamak için geçmişi bilmek, geleceği tahmin ve tayin etme kaygısından çok daha akıllıca bir yaklaşımdır. Bugünü anlamak için geçmişi bilme ihtiyacımızı farkedersek yaşamımız daha sağlıklı ve anlaşılabilir bir hale dönüşür.
Artık anlamı tanınmaz hale gelmiş evrensel eşitlik gerçeğinin, bitmek bilmeyen korkuların, savaşların, öfkelerin ve beklentilerin barışçıl ve evrensel yolla çözülmesi adına rüyalar en sağlam klavuzlardandır. Üstelik izlediğimiz sahneler öncelikle kişisel sağlığı bulabilmemiz ve iç dünyamızın dengelenmesine ışık tuttuğu için özellikle dikkate değerdir.
Yaşadığı her anı, aldığı besinleri, soluduğu havanın kalitesini, duyduklarını, gördüklerini ve daha bir çok şeyi sürekli kaydeden insan beyni ve omuriliği, RNA lar yoluyla atalarından kendisine aktarılan bilgiyi de yüklendiğinden gerçektende bir çok soruyu ve cevabını kendi bünyesinde taşımaktadır.
Ana rahmine düştükten bir ay sonra kayıtlar yapmaya başlayarak sonradan adına bilinç altı dediğimiz müthiş bir alan oluşturan insan zihni tüm bu karmaşık ve devasa hafızayı barındırır. Enerjileri, bilgileri ve deneyimleri kodlayarak depolayan bilinç altı sistemi henüz bir kurbağa larvasına benzediğimiz o dönemden itibaren kayıtlarını tutar.
Ana rahminde ki 20, 24 ve 30 günlük şeklimizin bir anatomi kitabından alınmış görüntüsü.
Antik çağ filozoflarından peygamberlere; sıradan insanlardan mucitlere; sanatçılardan kaşiflere kadar tarih boyu milyonlarca insanın önce kendilerine sonra da insanlığa katkıda bulunmalarına örnek verilebilecek bir çok rüya acaba sadece tabir mi edilmiştir? Cevabı net bir şekilde hayırdır. İnançları değiştiren ve enerjileri düzelten rüyalar hep analiz edilmişlerdir. Türkçe deyimiyle “çözümlendirilmişlerdir”. Rüyalar ancak bu yolla fayda sağlamışlardır.
Rüyaları öncelikle kendimizi keşfetmek için ele almalıyız. Çaresizce kabullendiğimiz değişmez sandığımız ‘Kader’ inanışına karşı gücümüz, çözümü bize her gece semboller ve çağrışımsal yollarla sahneleyen rüyalardır. Doğru analiz edildiğinde zihnimizde bir yerlerde düğümlenip kalmış negatif bir inancı çözmenin rahatlığıyla önce şaşırır sonra da kendimizi daha özgürleşmiş hissederiz. Bu, rüya analizinde yaşanan en doğal tepkilerden biridir.

Çok korktuğumuz bir şeyden sadece rüya analizi ve doğru bilgiyle kurtulabileceğimiz fikrine ne dersiniz? Yıllar içinde bir çok örneğini yaşadığımız bu ilham verici özelliği bile rüya analizinin tabirinden, tefsirinden farklı kılmaya yeterli değil midir?
Örnek olarak rüyanızda köpek gördünüz ve tabir kaynaklarından köpeğin "düşman" olduğunu öğrendiniz. Peki ya gerçekte o köpek sembolü size sizin hakkınızda bir şey anlatmışsa.. bilinç altınız sizde farkındalık oluşturmak amacıyla köpek sembolü ile size özel neyi, kimi gösteriyor? eğer farkına varabilirseniz yapılan analiz size ondan sonrası için ne gibi uyarılarda bulunuyor?
Tabir etmeye çalıştığınızda düşmanı bulmaya çalışacak ve belki tedbir alacaksınız. O kadar. Fakat rüyanızın size özel mesajı - analize yönelmemeniz sebebiyle- anlaşılmadan yok olup gidecek.
Falcılara veya gizemli kişilere gitmeden, batıl yollara başvurmadan ve onlardan medet ummadan size her gece ulaşan ve sizden para da istemeyen rüyalarınıza önem verirseniz elbette faydasını görürsünüz. Kişisel yaşam enerjinizin geçmişte nasıl bir temel üzerine oturduğunu farkederek bugününüzü, korkularınızı, abartılı duygularınızı, sıkıntılarınızın kaynağını evrenin sembol dili olan rüyalar ile keşfederek kişisel değişiminizi başlatabilirsiniz. Yeter ki iradi yönde istekli ve azimli olun, rüyalarınızı kaydederek doğru bir yöntemle çözümlendirmeye yönelin.
Belki de aradığınız çözüm çok aşina olduğunuz bir konudadır. Belki de mantığınız sizi nefsani şartlanmalarla oyalayıp duruyordur.
Kendinize yatırım yapın. Rüyalarınızın ne anlama geldiğini merak edin.

19 Ekim 2014 Pazar

BİR GENÇ ERKEĞİN RÜYALARI VE ANALİZLERİ (2)


2.Rüya
2. RÜYANIN ANALİZİ:
Şimdi sahne ve kişiler farklı. Ben, Enis, Enko, Vedat. Ama Vedat'ın yüzü farklı. Çok yüksek bir yerde demir çubuklara asılıyız. Vedat yan taraftan atlayıp gidiyor. Enko'da ona kızgın ben izin vermeseydim gidemezdin diyor. Sonra atlamayı düşünüyoruz. Ama çok yüksek. Uzun zaman bekledik. Sonra ufak bir çocuk kenara atlıyor. Enko'da onu görüp ondan sonra atladı. Kenar dediğim kaldırım gibi biraz yüksek. Enis'in atlayışı çok ilginçti. Geri geri uçarak atladı ve yatağa düştü yatarak. Çok rahat atladı. Sıra bana geldi. Bende kenarda laminat parke gördüm sevindim. Ve çok yakın geldi. Ayaklarımı acıtmaz diye düşündüm ve atladım. Bir şey olmadı. Enko'da o sırada çokoprens tarzı bir şey yiyor. Bir şey oldu mu sana diyorum. Hayır sadece ayağım biraz sürttü diyor.

Demir çubuklara asılı gençler sahnesi gerçekte yaşanmadığı için bilinçaltı semboldür. Demir çubuk şeklinin çağrıştıracağı ve klasik ekolde kabul edildiği gibi bu penis sembolüdür. Bu sahne, erkeklerin gruplaşma şeklinde ki arkadaşlıklarının temelinde yatan ortak paydayı anlatıyor. Birbirinden farklı tepkiler olsa da hepsi aynı noktadan hareketle (cinsel enerji) bir araya geliyorlar. Rüyayı görenin bilinçaltı bu durumu kaydetmiş ve sembolik dille anlatmıştır. Nitekim bu rüya için tekrar yazıştığımız rüyayı gören genç, arkadaşlarının enerjileri hakkında da benzer şeyler yazmıştır. Enis'in geri atlaması ve Enko'nun çokoprens (yuvarlak cisim: rahimsel, dünyevi negatif enerjilerin genel sembolü) benzeri bir şey yemesi yüksek enerjilerinin kaynağının erkekte ters-yanlış enerji kaynağı olan anüs olduğunu işaret ediyor. Aslında çok genel yaşanan bu durumun kökenleri yine masum bildiğimiz çocuk yetiştirme alışkanlıklarına dayanıyor.
Bebeklikte altını temizlemenin yanlış, abartılı sevgi gösterileriyle yapılması ilk doğru bilinen yanlıştır. Çünkü bakışlardan olsun, anne dışında birinin bebeğin altını temizlerken elinin değmesi ve hatta annenin aşırı titizliği sonucu anüsüyle ilgilenmesi olsun doğru olmayan davranışlardır. Sevgi göstermek amacıyla pipinin poponun öpülmesi, mıncıklanması ise bir başka sakıncalı durumdur. Yeri gelmişken açıklayalım. Bilindiği gibi kürtaj bir çok kültür de cinayet anlamına gelir ve yasalarla yasaklanmıştır. Dini kurallara göre ise ana rahmine düşmüş ve cenin halini almış canlının alınması da yasaklanmıştır. Yani rahme düşen canlı kısa bir zaman sonra insan sayılır ve gerçekten de o artık bir insandır.
Bebektir anlamaz deyip istediğimiz her hareketi yapmak aslında bilgisizliğimizden kaynaklanır. Anlaşılması daha kolay bir örnek verelim. 6 aylık bir bebeğin sevimli bulup poposunu veya cinsel organını öptünüz diyelim. Aynı sevgi! gösterisini o bebek 15 yaşına geldiğinde açıp pipisine veya cinsel organına yeniden yapabilir misiniz, poposunu mıncıklayabilir misiniz? Bebeğe ya da erişkin bir insana aynı ihtimamla ve saygıyla davranmalıyız. Yaratılış özellikleri nedeniyle cenin, ana rahminde ki 30. gününden itibaren her anı kodlayarak bilinçaltında depolamaktadır. Diğer bir yanlış beraber uyuma alışkanlıklarıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi kişi ancak cinsel ilişkiye girebileceği kişi ile uyumalı bunun dışında kimseyle aynı yatağı paylaşmamalıdır. Yanlış yaşta ve korkutularak yapılan sünnet de bir erkeğin hayatında sonradan büyük sıkıntılara sebep olan bir başka negatif enerji kaynağıdır. Sünnetin 2 yaşına kadar veya 9 yaşından sonra ehil bir hekim tarafından ve kesinlikle korkutulmadan yapılması en uygunudur. İslam dininin elçisi Hz. Muhammed'in tavsiyesi ve uygulaması da bu yönde olmuştur.
Sonuç olarak rüyada karşılaştığımız sahneler bize bu tür evrensel yanlışların kayıtlarını sembolik dil ile anlatırlar. Nereden bilirler veya bilinçaltı nereden bunları biliyor diye sormaya başladığınızda farkındalığınız oluşmaya başlıyor demektir. Çünkü insan öğrendiği şeyleri bilgi dağarcığı saysa da bu üst beyin diye tanımladığımız beynin %28'lik alanının işlevlerinden ibarettir. Alt beyin sistemi ise içimizde ki gerçek bilgedir. Kainatın yasalarının işlediği yer beynimizin ve onun ayrılmaz devamı olan kuyruğu omuriliğinin kendisidir. Beynimizin %72'lik alanı alt beyin olarak tanımladığımız derin ve bilge alandır. Rüyalarımız da oradan gelmekte ve bizi kişisel olarak uyarmaktadır. Rüyalarınızı yazın, onlara önem verin. Değişim ve iyileşmek için doğru bilgi, rüyalar ve onların analizlerinde saklıdır. Bu, kişisel anlamda içimizde ki beni keşfetmek için önemli bir fırsattır. 

Rüyalarınızı cinsiyet, medeni hal, yaş belirterek mail şeklinde yollayabilirsiniz. Mümkünse rüyanızı tüm ayrıntısıyla (size garip, saçma veya müstehcen gelse de) yazmanız analiz yapabilmem için çok önemlidir. Çünkü rüya dilinde ayıp, günah, iyi-kötü yoktur. Sadece sembolik ve çağrışımsal sahneler vardır.




18 Ekim 2014 Cumartesi

BİR GENÇ ERKEĞİN RÜYALARI VE ANALİZLERİ (1)


Bu yazımızda 29 yaşında genç bir erkek okuyucumuzun iki rüyasını ve analizini paylaşacağım. Sembolik anlatımın zengin olduğu bu iki rüya bilinçaltı rüyalarına sahneleriyle dikkat çeker özelliklerde. Rüyanın maille yollanmasından sonra karşılıklı görüşme fırsatı bulamadığımız için bazı sorular sormam gerekiyordu. Besim figürü ve boyunda ki yaranın neyi temsil ettiğini ancak bu şekilde anlayabilirdim. Öyle de oldu. Taşlar yerine oturdu ve analizi tamamlayabildim. Belirtmeliyim ki her rüya kendi başına bir süreci anlatamayabilir. Çoğu kez, birden fazla ve farklı zamanlara görülen rüyaların toplamında analize gidilmelidir. Her rüya kişinin zihninde edindiği öneme göre mesajını verir. Bu nedenle rüyaların yazılarak kaydedilmesi aralarda ki bağlantıların kurulmasında büyük önem taşır. Analizini okuyacağınız ilk rüyanın hayal kırıklıklarının -her zaman olmasa da- kişiyi ana rahminde ki kayıtlara ve negatif enerjilere döndürdüğünü sembol diliyle açıklanmasını fark edebileceksiniz. İkinci rüya da ise toplumumuz da sıkça karşılaştığımız erkekler arası arkadaşlıkların birbirini tetikleyen enerjilerinin bilinçaltı tarafından fark edilişini ve açığa çıkışına şahit olacaksınız.

1.RÜYA
Metroda ayakkabılarımı unutuyorum. Alırım diyorum nasılsa. Metro gidiyor, başka metro geliyor. O metroda ayakkabılarım yok. Ama metro denizde. Besim de (arkadaş) metroda çalışıyormuş. Durumu ona bildirmeye gittim. Gittiğim yer eski evin orası. Vay be diyorum hala duruyor. Evet diyor (Besim) sadece bir taraf kapalı. Durumu anlatıyorum. Tamam diyor. Israr ediyorum. Beni tersliyor. Oradan ayrılıyoruz. Bulunduğumuz yer ağaçlık bir yer. Boynum soyulmuş, yanmış gibi. Bahri'ye ne olmuş boynuma diyorum. İlk önce şaşırıyor, sonra üzülmemem için bir şey yok diyor.Takma kafana. Dükkanda Sevcan'ı gördüm. Beni görünce bana doğru koşuyor. Liseden arkadaşım. Çok seviniyor. Boynuma ne olmuş diyorum. Bir şey yok diyor. Beni elimden tutup getiriyor. Issız bir yer arıyor sevişmek için bir okulun bahçesine giriyoruz. Ama çocuklar var. Sonra hah şurası olur diyor…

1. RÜYANIN ANALİZİ

Denizde işleyen metro ve kaybolan ayakkabı sembolleri gerçekten kopuk olduğu için bilinçaltından gelmektedir. Deniz ana rahmini temsil etmekle birlikte genelde yaşam enerjisi veya libido olarak ta tanımlanır. Ayakkabı ise erkek te ters enerji kaynağı anüsü enerjisini temsil eder. Metro, yani bir tür tren olan bu vasıta klasik ekolde çok yoğun çelişkili (nevrotik) yaşam enerjisini tanımlamak için kullanılan bir semboldür. Rüyada anlatılanın kişiyi geçmişe: ana rahminde ki döneme kadar geri getiren düzeyde olumsuz bir olay olduğunu anlıyoruz. İyice artan bu gerginlik hali ayakkabısını kaybetmesine neden olmuştur. Bu arada belirtmemiz gerekir ki olumsuz-negatif enerjilerin sembolleri kuş dilinin işaretleridir. Gerçekte kötü ya da iyi olarak sınıflayamayız. Zaten rüya dilinde de kötü ya da iyi yoktur. Rüya analizini yapmamızın amacı: kişiye anlaşılması gereken bir mesaj ve değiştirilmesi gereken bir inancı olduğunu fark ettirmektir.

Rüyayı görenin sıkıntısının nedeni rüyasının devamında görülen Besim figürü ile açığa çıkıyor. Çünkü Besim, rüyayı görenin arkadaşı ve akrabası olmakla birlikte (rüyayı görenin) sevdiği kız arkadaşıyla evlenecek olan kişi olmuş gerçek hayatta. Geçmişte kalan bu olay rüyayı görende üzüntü ve hayal kırıklığına neden olmuş. Zaten rüyasında da ayakkabısını bulacağını umduğu Besim, eski mahallededir (geçmişte ve olayın yaşandığı mekanda) ve sonuç itibariyle yardım etmemiş hatta terslemiştir. Bu arada ortaya çıkan boyunda ki yaranın neyi işaret ettiğini bulmamız gerekiyordu. Bulduğumuz yanıt ise oldukça ilginç bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Rüyayı görenin ana rahminde olduğu süreçte yani annesi ona hamileyken (rüyayı görenin) ağabeyi ateşli bir hastalık geçirmiş. Anne de doğal olarak strese girerek üzülmüş. Ağabeyi geçirdiği hastalık sonucu %30 oranında işitme ve konuşma kaybı yaşamış. Bu bilgi bize boyun da görünen yarayı anımsattı. Çünkü bilindiği gibi tıpta Kulak-Burun-Boğaz birlikte tedavi gören hastalıklardır. Yani kişinin yaşadığı sıkıntı, ana rahminde annesinin hissettiği tedirginlikten kaynaklanmakta. Boynunda bir anda ortaya çıkan yaranın embriyon döneminde ki zihinsel kayıtlarının bir tür izi olması muhtemelle kuvvetlidir. Çünkü anne ne hissederse rahminde ki embriyo da onu hisseder ve oluşmakta olan zihnine kaydeder. Anne adayının sağlığının her yönden korunması bu yüzden çok önemlidir. Neyse ki sonra ki sahne de beyin iyileşmek ve çözüm bulmak için iyi bir atılım yapmıştır. Karşı cinsten adı Sevcan olan bir hanım. Üstelik burada çağrışımsal dille kişiye Sev Canını demektedir.

Bir kez daha rüyaların muhteşem iyileştirici gücüne şahit olmak beni şaşırttı. Rüyayı gönderen kişi ve geçmişi hakkında bilgim olmadığını belirtmek isterim. Maille bana ulaşan bu rüyayı gönderen okuyucumuz kendisinden ismini yayımlamamak kaydıyla aldığımız izinle örnek olması amacıyla rüyasının ve analizinin yayımlamama onay vermiştir. Kendisine teşekkür ederim.













11 Ekim 2014 Cumartesi

BİLİNÇ ALTI RÜYA ANALİZİ-3-

Bu yazımda, genç bir hanım ile rüyası üzerine yaptığımız rüya analizi seansını aktarmak istiyorum. 21 yaşında ki R. hanımın rüyası:


Teyzemlerin evindeymişim gibi hissediyorum. Duvarlar sütlü kahve renkte. Koridordayım. Koridorda kahverengi bir yolluk var. Kedim Boncuk'u arıyorum. Biraz heyecanlıyım ve meraktayım. Teyzemi görmediğim halde sadece sesini duyuyorum "Buluruz kızım, endişelenme, girmiştir bir yerlere." Bir odaya giriyorum. Koridorda sağ tarafta. Yerde kahverengi bir halı görüyorum. Pencerenin güneşlikleri çekilmiş, oda loş. Pencerenin altında sağ köşede iki tane kırlent var, biri duvara diğeri ise o  dik dursun diye altında duruyor. Belki buradadır diye yastığı kaldırdım. Kedimin kendisine çok benzer başka bir kediyle çiftleştiğini gördüm. Beni görünce diğer kediden ayrılıp ayaklarımın arasında 8 çizip dolandıktan sonra uzaklaştı.


RÜYANIN ANALİZİ Rüyada görülen evin gerçekte ki  teyzesinin evi olmayıp teyzesinin evi olarak hissedilmesi bu rüyanın bilinçaltı rüyasını olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla sembolik anlatımla geçmiş kayıtlarına dair bir açılım söz konusu. R. hanımla seansı karşılıklı yaptığımız için soru sorma fırsatım oldu. İlk sorum teyzesiyle veya varsa teyzesinin kızıyla bebeklikte, çocuklukta hiç beraber uyuyup uyumadığıydı. R. hanım teyzesiyle değil ama teyzesinin kızıyla çok yakın olduklarını, bir çok kez birlikte uyuduklarını söyledi. Böylece aradığım yanıtı bulmuş oldum. Toplumumuzda doğru bilinen masum ve yanlışlardan biri de beraber uyuma alışkanlıklarıdır. Uyurken dikkat etmemiz gereken temel kural: Cinsel ilişki yaşayabileceğimiz kişi dışında kimseyle aynı yatakta uyumamamız gerektiğidir. Masumane görünen bu alışkanlık, hiç uyumayan (alt) beyin bölümlerimiz (nefes alıp veren, kalbi çalıştıran, vücut ısısını ayarlayan vs.) devrede olduğundan tehlikeli bir durumdur. Çünkü alt beyin dediğimiz sistem her zaman kayıttadır. Uykuda bile. Özellikle derin uyku ve rüya esnasında oluşan fiziksel değişimler sırasında cinsel iç güdü aktarımı gerçekleşir. Beraber uyuduğumuz kişinin enerjisel anlamda sevgili-eş olarak algılanmasına yani alt beynine "sevgili" olarak kaydedilmesine neden olur. Çünkü rüya görülmesi esnasında erkekte penis, kadında klitoris sertleşmesi meydana gelmektedir. Fakat bu sırada insanları tanımlayan (anne, baba, kardeş, kuzen, hala vb.) beyin bölümleri devre dışı olduğundan beyin için yasak kişi, yanlış kişi tanımı da yoktur. Bu nedenle 6 aylığa kadar olan bebekler hariç kimse cinsel ilişki yaşayamıyacağı bir başka kişiyle aynı yatakta uyumamalıdır. 
R. hanımın rüyasına giren ve aradığı kedi gerçekte beslediği kedisidir ve henüz çiftleşme devresine girmemiş küçük bir yavrudur. Dolayısıyla rüya da kedilerle ile sembolize edilen kendisi ve teyzesinin kızıdır. Kedi rüya dilinde, (bu hayvanla yaşanmış farklı bir deneyim yoksa) kadının erkekte ki penisle aynı özellikleri taşıyan erektil organı "klitoris" demektir. Klitorisin kısa tanımı için:  http://tr.wikipedia.org/wiki/Klitoris

"kız kıza uyumakla bir şey olmaz" anlayışının yanlışlığını kedilerin çiftleşmesi sahnesinde görebiliriz. Beraber uyuyan kuzenler alt beyinsel anlamda birbirini sevgili kaydetmişlerdir. Uyanık olduğu zamanlarda bu cinsel iç güdü aktarımı kişinin yaşam enerjisini çelişkili ve buhranlı hale getirir. Adını koyamadığımız, kaynağını bilemediğimiz sıkıntıların kökenleri bu ve benzeri yanlış inanışlara dayanmaktadır. Ve maalesef doğru analiz ile açığa çıkıp yerine doğru bilgi konulmazsa ömür boyu bu tür negatif enerjilerle hayatımıza hakim olur. Tam bu noktada Psikiyatri ekollerinin ortak görüşü olan "Hatırlananlar değil, hatırlanmayanlar hastalık yapar" tespitini tekrar hatırlatalım. Hatırlamanızın imkanı olmadığı yerlerde rüya devreye girecektir. Yeter ki rüyalarınızı hatırlayın ve ayrıntısıyla kaydedin.

Rüyalarınızı ortalık yerde anlatmayın, özellikle enerjisine güvenmediğiniz insanlara hiç bahsetmeyin. Eğer size çok olumsuz gelen bir rüya görmüşseniz bir bardak suya anlatın ve o suyu dökün. Rüyaları ancak gerçekten eğitimli, güven veren kişilere anlatmalısınız. Rüyalar içerdikleri mesajla şahsımıza özel evrensel gerçekleri anlatırlar. Bu nedenle dahi çok değerlidirler. Rüyalarınıza önem verin. Para veya başka bir karşılıkla elde edemiyeceğiniz bilgileri edinebileceğiniz bu nadir bilgi kaynağınıza ve kendinize iyi davranın. 

OKUYUCUDAN GELEN RÜYALAR


Blogumuz da ki çağrıya cevap verip rüyasını yollayan bir hanımın kendi ifadesiyle rüyası. Verdiği bilgiler üzerinden yaptığım rüyasının analizini aşağıda okuyabilirsiniz.


23 Eyl 2014 18:16 tarihinde "N.S." <n………..@gmail.com> yazdı:
Merhaba, ismim N. Evliyim, 25 yaşındayım.
Bu gece rüyamda anneannemin evinde fareler olduğunu gördüm. Bu arada anneannem rahmetli ve evi boştur. Anneannemin tavanından kafama büyük bir fare düştü, çarptı ve bahçeye kaçtı. Sonra baska küçük fareler de gördüm. 3-4 tane ama hepsini evden dışarı çıkardım. Çok merak ettim yorumlaya bilir misiniz?
Teşekkür ederim.

RÜYANIN ANALİZİ

Vefat etmiş, bu dünyadan göçmüş insanları görmek (sizin rüyanızda hissetmek olarak belirmiş) bilinçaltında o kişiyi suçlamayı ifade eder. Hissedilen kişinin anneanneniz olması ise, bilinçaltından genetik bir geçişi de çağrıştırıyor. 
Bebeklik ve çocukluk döneminde sizin yetiştirilmenizle ve bakımınızla ilgilenmiş olması muhtemeldir. Farelerle sembolize edilen anneannenizin enerjisinin sizin üzerinizde ki negatif etkileridir. Bu negatif etkiler bebeklik ve çocukluk döneminde zihninize kaydedilmiş anılar, anlar olabilir. Fareleri kovalamak ise bu tip geçmişe dönük negatif enerjilere karşı direnç göstermeye, hatta onlarla bir şekilde başa çıkmaya başladığınızı anlatıyor olabilir.
N. hanım, yaptığım analiz sizi tanımadan verdiğiniz bilgilere dayanıyor. Rüyanızda sizin önemsemediğiniz başka nesne veya sahneler varsa o zaman analizi de değişebilir. İhtimalli konuşmamın nedeni budur. Size önerim bu rüyanızı tüm ayrıntısıyla elinizle (kalemle) tarihini de ekleyerek bir kağıda yazmanız ve gelecek rüyaları da kaydetmeye devam etmenizdir. Sadece yazarak bile bilinçaltınızı dolduran bu tür negatif kayıtları deşifre ederek zihinsel bir rahatlama ve iyileşme yaşayabilirsiniz.
Murat İnan


N.Hanımın cevabı:
Bu rüyada örnekle gördüğümüz gibi beyin hiç bir anı kaçırmadan kaydeder. Fakat kayıt sistemi bizim hemen anlayabileceğimiz şekillerde olmayabilir özellikle bizim Bilinçaltı ve Alt beyin rüyaları dediğimiz rüya çeşitlerinde semboller ön plandadır. Sembollerle ve çağrışımsal ses-kelimelerle kodlanmış bu bilgiye Kur'an'da Mantık ut Tayr (Kuşların Sesi-Dili) denmektedir. Ayrıca Yusuf Suresinde geçen "Ehadis" kelimesi ile ifade edilen " Olay ve sözlerin gerçek mesajı" olarak tanımlayabileceğimiz bu bilgi, bizim rüya analizinde ki referanslarımızdandır. Bununla birlikte Bilimsel araştırma ve gözlemlerin sebep-sonuç ilişkisi gözetilerek ulaştığı analitik düşünce ile rüyaların iyileştirici ve farkındalık arttırıcı gücünden de faydalanıyoruz.
N. hanımın rüyası tipik bir bilinçaltı rüyasıdır. Gerçek evi görse de evde tavandan düşen fare sahnesi gerçekten kopuktur. Gerçekten kopuk olan sahneler ise bilinçaltından gelen ve analiz değeri olan sahnelerdir.
İlginize çok teşekkür ederim. Analizin doğru çocukluğum anneannemde geçti obje vb. şeyler hatırlamıyorum. Ama anneanneme cok düşkündüm. Kendisi 3 yıl önce vefat etti ve cok sarsıldım. Hala burnumun ucu sızlıyor desem yeridir. Tekrar ilginize Teşekkürler hoscakalin;)

Bu rüya bizi 'Çocuk yetiştirmek' konusunda doğru bilinen yanlışlara yöneltmektedir. Özellikle ana rahminde geçirdiğimiz süreç hayati bir öneme sahiptir. Bu süreçte hem beden-beyin ve omurilik, hem de zihinsel kayıtlar şeklinde duygusal zihin temellerimiz oluşur. Anne adayının fiziksel ve psikolojik yönden hoş tutulması, doğru beslenmesi gereken hamilelik dönemi ve doğumdan sonra ki ilk 2 yıllık süreç insanın gerçek ve temel eğitimini anneden aldığı yegane dönemdir. Hem annenin hem de bebeğinin sonra ki yaşamlarında son derece etkili olan bu sürecin negatif etkileri -eğer onları farkedip düzeltmezsek- ömür boyu zihnimizde kalacaktır. Bu konuda Hocam Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya ile 2012 yılında yaptığım bir röportajı linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

http://www.psikoestetik.com/evrensel-esit-kuyruklu-canli

6 Ekim 2014 Pazartesi

RÜYA TABİRİ Mİ RÜYA ANALİZİ Mİ?



Arapça Rüya "rüyet" kökünden türetilmiş bir kelime olup anlamı 'Görmek' demektir. Rüyalarımızda karşılaştığımız bir çok nesne, mekan kişi veya şey olur. Üstelik bazen birçoğunu da ya ilk defa görürüz ya da ne olduğunu anlamayız. Bazen karanlıkta garip bir odada, bazen bir mağarada veya çukurda buluruz kendimizi. Nasıl başladığını hatırlamadığımız o sahneleri acaba nasıl değerlendir meliyiz? Korkuyla biten sıçrayarak uyandığımız rüyalar gerçekten korkmamız gereken türden midir? Genel deyimiyle açık saçık rüyalar görürüz bazen. Bu tür rüyalar cinsi sapıklığa mı işaret eder veya başka bir etkiye mi? Soruları gittikçe arttırabiliriz. Son yıllarda özellikle internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte rüya tabirine düşkünlükte arttı. Tüm rüyası içinde bir ya da birkaç sembole dikkat edip diğer sahne ve nesnelere boş vererek rüyasını çözmeye çalışanlarda çoğunlukta oluyor tabi ki."Rüyada köpek görmek, "Rüyada yılan görmek", "Rüyada cüzdan görmek", "Rüyada uçmak", "Rüyada yüksekten düşmek" vb. cümlelerle arama motorlarından karşılarına ilk çıkan linke tıkayıp rüyasını yormaya (tabir) çalışmak acaba ne kadar doğrudur. 
Yazımızın devamında, gerçekten görülmüş bir rüya üzerinden rüya tabiri ve rüya analizini karşılaştırmalı olarak okuyabilirsiniz. 

19 yaşında, bekar bir hanım danışanın rüyası.
Köydeki evimizin üst katında kardeşler hep birlikteyiz. Bir anda deprem başlıyor. Panikle balkona koşuyoruz. Ben, en ufak kardeşimizi arıyorum, bulamıyorum. Bir de bakıyorum balkonun altında sessizce duruyor. Onun sağ olduğunu görünce içim rahat ediyor. Derken depremin şiddeti ile balkon yıkılıyor. Biz çığlık çığlığa aşağı düşüyoruz. Kardeşlerimden kimsede ve bende yaralanma yok. Ama en ufak kardeşimizi göremiyorum. Her yerde molozlar var ama kardeşim yok. Feryat ederek yardım istiyorum. Bir iş makinesi geliyor. Enkazı kaldırıp kardeşimi arayacağına toprağı kazıyor. Şaşırıyor ve kızıyorum. Toprağın altından koca koca kanalizasyon boruları çıkıyor ve iş makinesi bu boruları evin karşısında ki mezarlığa doğru taşıyor (Gerçekte de evimizin arka tarafında o mezarlık vardır). O ana kadar o boruların varlığından bile haberdar değildim. Korkuyla kardeşimi aramaya devam ediyorum. Bir de bakıyorum boruların arasında kalmış, sadece bacakları ve ayakları görünüyor. Kıpırdamadan yatıyor. Ölmüş olduğunu düşünüyorum. Yardım edip çıkaramadım. O an öfkeleniyorum ve sesim çıktığınca haykırıyorum. Rüyamda sanki bu haykırışımı bütün dünya duyuyor. Ağlayarak uyandım.

Bu rüyada ilk göze çarpan semboller: Deprem, Balkon, İş makinası, Kanalizasyon (Lağım) boruları ve kız kardeşinin belden aşağısını haraketsizce görmesidir. Biz de genel de yapıldığı gibi internetten bu kelimeleri yazarak yaptığımız araştırmada tek tek karşılık olarak şunları bulduk.

Rüyanın Sembollerinin Tabiri:
Deprem olduğunu görmek: hamile kadının çocuğunu düşürmesine, bir yerden bir yere göç etmeye, o bölgeye isabet edecek olan bela ve musibete işaret eder.

Balkon: …Balkondan düştüğünüzü görmeniz ise, etrafınızdaki insanlardan zarar göreceğinize işaret eder.

İş makinası: Uzun zaman önce alınmış olan bir karar doğrultusunda yeni bir hayata adım atılacağına, hayır getirecek bazı çalışmaların ortaya konulması sayesinde kötü şansın kırılacağına, alınacak hayır duaları sayesinde kısmetin açılacağına, haneye bolluk ve bereketin hâkim olacağına, yaşanan kötü günlerin geride kalacağına ve huzur duyulacak işlere imza atılacağına işaret eder.

Lağım Borusu: Rüya sahibinin, değişen ve gelişen çağa ve dünyaya rağmen hala eski yöntemlerle hareket ettiğini, işlerini ve çalışmalarını yeni çağa uyduramadığını ve bu yüzen insanlarla arasında sorunların ortaya çıktığını delalet eder. Rüyayı gören kişinin, bu durumu terk etmesi halinde çok iyi işler yapacağına ve büyük başarılara imza atmasına işaret eder.

İsteyen okurlar rüyada geçen diğer nesnelerin tabirine de bakabilir tabii ki. İnternetten bulunan tek tek karşılıklara anlam yükleyip bir sonuç çıkarmayı okuyanalara bırakarak rüyanın analizine geçebiliriz.

Rüyanın Analizi:
Bu rüya da ilk dikkat çeken kardeş sayısının fazlalığı ve ev ile balkon sembolleridir.
Ev: ana rahmi, 
Balkon: göğsü sembolize eder. 
Yani rüya da doğrudan görünmese de esas öğe "Anne"leridir. Çocukların anaları ile depremin bağlantısı ne olabilir? 
Bir kadın sık aralıklarla (2.5 - 3 yıldan az aralıklarla) doğuruyorsa bir zaman sonra bedeni ve zihni ciddi bir tahribata uğrar. Kardeşler arası yaş farkının hem müspet bilimin hem de Kur'an'ın belirttiği üzere en az 2.5 - 3 yaş olması gerekir. Bu bilgiye dikkat edilmezse rüyada da çok net anlatıldığı gibi kadının ciddi bir fiziksel ve psikolojik sarsıntı (deprem) yaşaması kaçınılmaz olur. Rüyanın devamında ortaya çıkan kanalizasyon boruları ve mezarlıkla sembolize edilen ise bağırsak enerjisinin* hastalık yapıcı ve ölümcül (mezarlık) genetiksel geçişi çağrıştıran etkileridir. İnsanın genetiğinde taşıyıp kuşaklar boyu nakledilen bilgi-enerjilerin birçoğu negatif etkiler taşır. Bu rüyada olduğu gibi hem zaafları, cahilliği tetikler, hem de en ufak bir zaafta açığa çıkıp insanı hastalıklara ve ölümcül derecede suçluluk duygusuna mahkum eder. 
Bu aşama da danışanımızın kaç kardeş olduğunu sorduğumuzda ulaştığımız sonuç tahminlerimiz doğrultusunda çıktı. Anneleri 19-20 yıl da 11 doğum yapmış, bunlardan 7 si hayatta kalmış. 
Danışanımızın ısrarla aradığı en küçük kız kardeşleri ise balkonun enkazı altında kaldığından annesinin rahatsızlığından en çok etkilenen kardeş olduğunu anlıyoruz. Nitekim danışanımıza annesinin bu kadar sık doğum yaptığı için rahatsızlanmış olabileceğini dolayısıyla en küçük kız kardeşinin bakımıyla kendisinin ilgilenip ilgilenmediğini sordum. Cevabı ise: "Annem, bu kız kardeşimizi doğurduktan hemen sonra beyin kanaması geçirdi. Hastane de kaldı ve dolayısıyla o kardeşimi ben büyütmek zorunda kaldım." oldu. Daha sonra öğrendiğime göre bu rüyanın görülmesinden kısa bir süre sonra anneleri 2. kez beyin kanaması geçirerek hastalandı. Ve maalesef 2 ay kadar sonra vefat etti.

Rüyada görülen sembollerin gerçek anlamları ve rüyayı görenin özel durumu arasında ilişkiler kurulduğunda ortaya çıkan çözümleme bize gerçekte ne olduğunu -bize acı gelse de- gösterebilir.  Bu rüyada, danışanımızın bilinçaltından gelen bilginin kendisi bilmese de kainatın gerçekliğinden gelebildiğini açıkça görebiliyoruz. Kendisi ve ailesi hakkında pek bir bilgi sahibi olmadığımı, sadece sembolleri çözümlediğimi belirtmeliyim. Fakat şurası bir gerçek ki, yıllar içinde analizini yaptığımız rüyaların mesajlarının benzerliği şaşırtıcıdır. Her kişi kendi rüyasını bilir, karşılaştırma yapamaz. Dolayısıyla rüyası kendisi için bilinmezlik taşırken rüya analisti açısından durum farklıdır. Rüyalar, Evrenin dilinden diğer deyişle Mantık ut tayr: Kuşların sesi (dili)nden bize bilinçaltımızda ki engin alandan bilgiler sunarlar. Mesajlarının gayesi ise farkına vararak iyileşmemiz ve kainatın düzenini benliğimizde keşfetmemizdir. Alt beyin ve üst seyin arasında kurulan sağlıklı iletişim; sağlıklı bir beyin ve zihin anlamına geldiğinden rüyaların doğru bir şekilde kaydedilip analiz edilmesi sağlığımız açısından oldukça önemlidir.


* Bağırsak enerjisi, insan bedeninin ikinci enerji kaynağıdır. Beyin-Omurilik sinir sistemi ön planda olmadığında bu sistem devreye girer ve çoğunlukla hasta edici enerjilerle bizi negatif yönde etkiler.

2 Ekim 2014 Perşembe

RÜYA HATIRLAMAK VE YAZMAK

Kainatta ki her şey bir amaç ve anlam üzerine yaratılmıştır. Bilmediğimiz, daha önce görmediğimiz şeylerle karşılaşmak, onları saçma veya anlamsız olarak etiketlememize neden olmamalıdır. Rüyalar söz konusu olduğunda da durum aynıdır. İlginç ve bilinmedik sahnelerle karşılaşmak onları anlamsız kılmaz. Aksine merak ve gizemi içinde taşıyan heyecan verici bir seyirdir çoğu kez rüyalar. Kendimiz ve bazen de kainat hakkında yalın ve som gerçekleri öğrenebileceğimiz nadir bilgi kaynaklarından biridir. Tamamen bedavadır. Doğru çözümlendiklerinde pozitif etkili birer iyileştirici güçtür rüyalar.
Psikiyatri ekollerinin ortak görüşü olan "Hatırlananlar değil, hatırlanmayanlar hastalık yapar" sözünden hareketle rüyalar, negatif inanç, enerji ve durumlarının anlaşılması ve deşifre edilmesi için benzersiz araçlardır. Ne var ki doğru kaydedilsin ve doğru bilgiyle analiz edilsin.


Rüyaları Yazmak

Rüyalarınızı yazdığınızda aslında beyninize yazarsınız. Alt beyinden gelen o sembolik mesajları üst beyninize kaydetmiş olursunuz. Böylece beynin bölümleri arasında eksik kalmış olan iletişim tamamlanmaya başlar. Başka bir deyişle Alt beyin, zamanında kaydettiği sorunların artık üstte ki bilinç tarafından farkedilmeye başladığını kabul eder.

Hatırlanan rüyaların kalemle kağıda yazılması doğru bir başlangıçtır. Beyin üzerinde yapılmış araştırmalar, parmakların beyinde kullandığı alanların büyüklüğünü ispat etmiştir.
http://www.nbeyin.com/content_detail-275-594-hayalet-elin-gizemi.html#.VC0WHIRvsad
Dolayısıyla tüm ayrıntısıyla yazdığınız her rüya farkındalık oluşturucu bir iyileştirici etkiyi de beraberinde getirir.
Uyanır uyanmaz, tuvalete gitmeden, bir şeyler atıştırmadan, konuşmadan yazmanızı tavsiye ediyoruz. Aksi halde rüyaları birbirine karıştırabilir hatta unutabilirsiniz.

27 Eylül 2014 Cumartesi

SORULARLA RÜYA ANALİZİ

Değerli ziyaretçiler, bu sayfada Rüya Analizi'ne temel oluşturan bilimsel ve felsefik bilgileri kolayca anlaşılabilecek bir şekilde paylaşacağız. Ayrıntılı bilgiyi ilerleyen zamanlarda; karşılıklı online (skype) seanslarda ve hazırladığımız kitapta paylaşacağız. 
Soru, eleştirileri ve yorumlarınızı bizimle paylaşabilir, bilginin çoğalmasına katkıda bulunabilirsiniz > ruyaanalisti@gmail.com

Rüyaların kaynağı olan beyni kısaca tanıyarak başlayabiliriz. Biz rüya analizinde Doç. Dr. Nusret KAYA'nın metodolojisini; terim ve deyimlerini kullanmaktayız. Üst Beyin, Alt beyin gibi tanımlamalar ilk kez Kaya tarafından kullanılmış ve genel olarak benimsenmiştir. Bilinçaltı Rüyaları: İnsanın bir çırpıda hatırlayamadığı hatta hiç hatırlamadığı, bilmediği, etkisinin bulunmadığı dönemlerinde yaşadığı anların ve olayların sahnelendiği rüyalardır. Ana rahminde 30 günümüzden sonra ki yaşanmış her an beynimize kodlanarak kaydedilir. Ana rahminde geçirdiğimiz süreç, Bebeklik dönemi, Şok dönemleri, Ağır hastalık dönemler gibi bilincinin derinlerine inmiş ama hatırlayamadığımız beyinsel kayıtlar genellikle rüya ile açığa çıkar. Sembollerin sıkça görüldüğü bu rüyalar kişiye ilginç, bilmedik mekan ve zamanlar da geçtiği gibi abartılı, cinsel içerikli bazen de saçma hatta sapıkça gelebilir.  Analize değer bulunan rüyalar bilinçaltı türünden olanlardır. 


Üst Beyin: Beynin korteks alanını temsilen kullanılan terimdir. Bir -1- milimetre kalınlığında, bir kabuk gibi iki beyin yarım küresini kaplar. Beynin %28'lik hücresi bu kısımdadır. Biz bu korteks (üst beyin) kısmıyla okuruz, düşünürüz, felsefe yaparız, para kazanırız. Bu kısım IQ'nun ölçüldüğü ve beyin hücrelerinin %28'lik bir kısmının kullanıldığı yerdir. 


Alt Beyin:  Bu kısım beynin %72'lik hücre kullanan ve EQ diye tanımlanan yeridir. Tüm duygularımızın ve içgüdülerimizin kaynağıdır. Beyinde ilk oluşan bölümler alt beyin kavramıyla anlatılır. İnsanlık tarihinin ne kadar eski olduğunu ve tek bir RNA molekülünün 20 milyon bilgi çipi taşıdığını düşünürseniz alt beynin nasıl bir hazine olduğunu anlayabilirsiniz. 
Alt Beyin Rüyaları: Atalarının anıları, korkuları, suçluluk duyguları, savaşları vb. önemli olayları sahneleyen rüyalardır. Nadiren görülür ve hatırlanırlar. İzlenen film, okunan veya duyulan hikayelerin etkisiyle oluşup oluşmadığına dair soruşturulması gerekir. Bu tür rüyalarda analize ihtiyaç duyulabilir. 
Üst Beyin Rüyaları: Günlük yaşam koşuşturması sırasında kişinin aklına takılan konuların işlendiği ayrıntısı bol, uzun rüyalar vardır ki bu tür rüyaların analiz değeri pek yoktur.  Tuzlu yemek yersiniz rüyanızda aşçıya bağırırsınız, trafikte başka sürücüye kızar rüyanızda döversiniz vb. sembolik öğeler içermeyen rüyalardır. 


RÜYA ANALİZİ NEDİR?
Rüyada karşılaşılan semboller ve sesler gibi sahnelerin rüyayı gören kişinin bilinçaltında ne anlama,hangi hatıraya karşılık geldiğinin bilimsel yöntemleri referans alarak çözümlenmesidir.  Rüya analisti ve danışan arasında, yüz yüze ortamda daha etkileyici sonuçlar veren rüya analizi aynı zamanda önemli bir pozitif enerji kaynağı potansiyeli taşır.  
Rüya analizinin referansları: Bilimsel bilgiler, gözlemler, bu konuda ki araştırmalar, insanlık tarihinin inançları ve kültür birikimidir. Evrensel sembollerin kişiye göre ne anlama geldiğine karar vermek ise analist ile danışanın görüşmesinde açığa çıkan bir neticeye bağlanır. Bu süreçte rüya analisti ile danışan özellikle sembollerin kişisel çağrışımları üzerinde de sesli düşünürler. Daha da önemlisi ise analistin eğitimli ve objektif olması; danışanın ise samimiyetidir.

RÜYA ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

İlkel Libido Seviyesi: Freud ekolünün "şuuraltı" olarak tanımladığı alan. Alt ve Üst beyin arasında kalan bu alan özellikle cinsel içerikli takıntılardan oluştuğundan kişinin alt ve üst beyni arasında ki ilişkiyi engeller. Analizi yapılan rüyaların çoğunluğunu ilkel libido seviyesinden gelen "bilinçaltı rüyalar" oluşturur. Çözümlenen her rüya beynin bölümleri arasında ki bağlantıyı artırdığı gibi sağlık, farkındalık, kendine güven gibi pozitif enerjileri harekete geçirir.

Beynin sınırlarla ayrılmış, yalıtılmış odaları olduğu gibi yanlış bir fikre girmemek gerekir. Her şey enerjinin farklı şekillerde kodlanarak saklanması ve işlenerek yaşam çevrilmesinden ibarettir.

23 Eylül 2014 Salı

PROFESYONEL RÜYA ANALİZİ VE BİLGİ PAYLAŞIMI

Rüya Tabiri ve Rüya Analizi

Tabir kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde: Rüya yorma, rüya yorumlama, deyiş, anlatım, ifade şeklinde tanımlanmaktadır. Dolayısıyla tabir, yorum ve kültüre dayanırken, Rüya Analizi: Rüya sahnelerinin tümünün çözümlemesidir. Semboller (gerçekte olmayan, ilgisiz nesneler, abartılı nesneler, sesler, kelimeler, işaretler vb.) kendi başlarına ve diğer öğelerle ilişkilendirilerek ele alınır. Gerçekte yaşanıp yaşanmadığı araştırılır, kişi için o sembolün ne ifade ettiği sorgulanır. Muhtemel senaryolar ele alınır ve sonuçta rüyayı görenin şahsına özel analiz edilir. Bu nedenle rüya analizi seanslarının mümkünse yüz yüze yapılması gerekir. Rüya analizi gerçekleştirilirken ayıp, günah, terbiyesiz gibi yaklaşımlarda bulunulmaz. Çünkü görülen semboller veya işitilen sesler ve kelimelerin çağrıştırdığı anlamların hepsi kişinin bilinçaltında ki kayıtların açığa çıkmasından başka bir şey değildir. Rüya tabiri kitaplarının kaleme alındıkları dönemlerde ki verilerle çağımız uyku ve rüya alanlarında ki bilimsel veriler arasında farklılıklar mevcuttur. Felsefi yaklaşımlarda ki değişimler, bilginin kültürler arasında dolaşımının artması gibi nedenlerle Rüyalar ele alınırken tabir yerine ehil kişilerle yüz yüze yapılacak analiz seansları tercih edilmelidir.
Sonuç olarak rüya tabiri kültürel ve aslında rüyanın mesajını karmaşık ve anlaşılmaz hale getirirken rüya analizi, iyileştirici, farkındalık oluşturucu bir etkiye sahiptir.